7 Mayıs 2019 Salı

TERCİHİNİZ HANGİ ÇİKOLATA OLUR?





Chicago Üniversitesi profesörü Chris Hsee ve meslektaşları duygulardan etkilenmiyor görünme arzumuz için “amatör akılcılık” ifadesini kullanıyor. Profesör Hsee ile çalışma arkadaşları duygusal etkilere açık görülmekten kaçınmak için ne kadar ileri gideceğimizi belgelemek üzere birçok deney gerçekleştirdi. 
Bunlardan birinde katılımcılardan biri diğerinin dört katı büyüklükte iki çikolata arasında seçim yapmaları istendi. Çoğu kişi için bu durumda yapılacak "akılcı" şey büyük çikolatayı seçmektir. Ancak burada bir bit yeniği vardı; böcek biçimli çikolata tiksindirici görünüyordu. Sıradan bir çikolata görünümlü daha ufağı ise daha çekiciydi. Böylece araştırmacılar akılcı açıdan daha çekici seçeneği (daha büyük çikolata) duygusal olarak daha çekici olanla zekice karşı karşıya getirmişti. Katılımcılar hangi çikolatayı seçmeliydi? Evrensel olarak doğru bir cevap elbette yok, ancak kişi böcek biçimli bir şey yemeği iğrenç buluyorsa daha ufak ama daha iyi görünen çikolatayı seçmeli. Buna karşılık amatör akılcılığa kapıldığı -yani seçimini dış görünüş gibi önemsiz özelliklere dayandırmanın akılcı olmadığına inandığı- ölçüde daha büyük çikolatayı seçecektir. Gerçeklesen de tam bu olmuş, katılımcıların yüzde 68'i böcek biçimli çikolatayı seçmişti.

Söylemeye gerek yok, çikolatadan pek zevk alamadılar. İnsanların duygu ve içgüdülerin düşünce ve enine boyuna irdelemede taşıdığı öneme hakkını vermemesi ilk bakışta iyi bir şeymiş gibi görülebilir. Sonuçta duygu ve içgüdüler bizi çoğunlukla yanıltır. Aramızda kim bunların çekimine kapıldığını inkar edebilir? Fakat duygu ve içgüdülere fazlasıyla bel bağlamak nasıl bir hata olabilirse tersi, bunları azımsamak da öyledir. “Zihin bağımlılığı” terimini içgüdüsel his ve duyguların önemini yok bilme ya da azımsama eğilimi için kullanıyorum. Zihin bağımlılığı iç içe geçen iki inançtan kaynaklanıyor:
1. Herhangi bir sorunu çözmenin en güvenilir yolunun enine boyuna incelemeden geçtiği,
2. İçgüdüsel his ve duyguların yargı ve kararları zenginleştirmekten ziyade değerlerini düşürdüğü inancı. Zihin bağımlılığının mutluluğu azaltmasının bariz nedenlerinden biri onu değersizleştirmesidir. 

Buna kanıt sunan bir deneye -çikolata deneyi değinmiştim; bunun mutluluğu maksimize etmeyeceğinin farkında olunmasına rağmen böcek biçimli çikolatayı seçmek açıkça bir mutluluğu değersizleştirme örneğidir. Duygu ve içgüdüsel hislerimizin önemini azımsamamızın birkaç nedeni olduğunu düşünüyorum. Bunlardan biri, enine boyuna düşünmenin, irdelemenin bütün problem ve zorlukların analiz ve çözümlerine giden tek yol olduğunu vurgulayan eğitim sistemimiz. Okulda öğrendiğimiz hemen her şeye nüfuz etmiş bir husus varsa o da, sorunları çözmede kalbimizden ziyade aklımıza dayanmanın daha iyi olduğudur. Gerçekten de bir sorunu çözmeye ne kadar düşünce sarf edersek varacağımız çözümün o kadar iyi olacağını öğreniyoruz. Ve bu sistemin ürünü olduğumuzdan duygu ve içgüdüsel hislerimize kuşkuyla bakmayı öğreniyoruz.

http://www.ozetkitap.com/portfolio/items/madem-o-kadar-zekisin-neden-mutlu-degilsin/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder