İÇ SESİM SUSTURAMIYORUM.

“Eğer içinizden “sen resim çizemezsin” diyen bir ses duyarsanız, her şeye rağmen çizin. O ses susacaktır.” Vincent van Gogh

Ya bu iç ses meselesi insana tam kafayı yedirtecek türden. Susmuyor be arkadaş. Bir türlü susmuyor. Bir konu ile ilgili tam söylemem gereken yerde “yok sakın söyleme” “şimdi seni yanlış anlarlar” hem söylesen de ne olacak” diye uyarılar yapıyor. Bende ona uyuyorum. Sonra o toplantıdan, görüşmeden veya sohbetten çıkıyorum. Daha dışarı adım atar atmaz başlıyor. “niye söylemedin” “neden öyle yaptın ki” “niye sustun” “ sen hep sus zaten hiç konuşma” herkes sana istediğini söylesin” “sen ne işe yararsın” “bir kerede eline yüzüne bulaştırmadan bir şey başarsan zaten” uzar gider. Yaw arkadaş biraz önce içeride sen demedin mi? Gerek yok niye konuşacaksın diye. Vallahi önüme çıksan var ya seni bir görsem ağzını burnunu kıracağım. Yeter be yeter. Mırıl mırıl… yaw senin kimden taraf onu da anlamış değilim. “boşuna uğraşma olmayacak” bak hala konuşuyor ya..

Bir yerden tanıdık geldi mi?

Hepimizin kafasında böyle mırıl mırıl konuşan bir ses vardır. Genelde olumsuz anlarda ortaya çıkar. Hele birde ufak bir belirsiz rahatsızlığınız olduysa vay anam halinize “kesin kanserdir” “ yok yok tümördür o” “o ayak ağrısı çok kötü kesin keserler” vallahi felaket tellalı gibidir.

İyi haber şu ki; yalnız değilsiniz.

İç ses hemen hemen her insanda görülebilen bir durumdur. Kimi zaman görsel olarak gelen kimi zaman sesli olarak…

“İçimden bir ses diyor ki…” dediğiniz bu anlar, içinde bulunduğunuz durumu analiz ederken sezgilerinizin harekete geçtiği anlardır. Sezgisel karar alma, insanın “iç sesini” dinlediği ve susturamadığı andır.

İnsan sezgileriyle, verileri çok hızlı değerlendirip, içinde bulunduğu durumu analiz eder ve kararlar alır. Düşünün, yeni birisiyle tanıştığınızda, o insanla ilgili kararınızı 33 mili saniye içinde verirsiniz.  Psikologlara göre, bu karar, o insanla ilgili ömür boyu elde edilecek bütün bilgilerin en değerli kısmını oluşturur. İnsan pek az durumda, ilk izlenimin aksine bir sonuca ulaşır. Bu tamamen sezgisel bir karardır.

Sezgilerin insana en çok yardım ettiği durumlar, acil karar gerektiren, olağanüstü durumlardır. Çoğu insan, üzerinden zaman geçince, bu kadar isabetli bir kararı, bir anda nasıl vermiş olduğuna şaşırır.